Malüm, sonbaharın gelişiyle Ankara'nın havası bayağı bir değişiyor - gündüzleri hâlâ çok sıcakken, akşam güneş battı mı hava ciddi bir şekilde serinliyor. Bendeniz çok üşüyen biri olarak daha eylülün ilk haftasında, akşam yürüyüşlerine çıkarken ya da sabahın erken saatinde bir yere giderken muhakkak uzun kollu bir şey giyerim. Eh, yumuşacık, örgülü bir hırka ya da kazağın yerini de başka hiçbir kıyafet tutmaz bence. Bir de üşüdükçe illâ ki bir şeyler öresim geliyor... Son 2-3 yıldır örme ipliği hiç almadım (nakışa başladığım günden beri nakış ipliklerine takmış vaziyetteyim ;") ), ama bir şey almaya ihtiyacım da yok - evimdeki yün stoku o kadar büyük ki, yünleri sığdıracak yer zor bulunur... En eski alım tarihi de muhtemelen 10-13 seneyi bulur, yani o yünler artık üretilmiyor da, o yünleri örenlerin eşyaları da eskimiş atılmıştır herhâlde...
Şu stokları biraz bir eriteyim dedim ve ilk olarak zamanında Şık Düğme'den 200 gramlık iki yumak halinde aldığım ince, yazlık denecek kadar yumuşacık iplik çıkardım. Hoş mavimsi bir rengi var, içinde biraz mor, lilâ, yeşil ve sarımsı tonlarda noktacıklar, hafif melanj bir iplik yani. Miktarı sınırlı olduğundan basit, V yakalı bir tunik örmeye karar verdim. 3 numaralı şişle düz örgü. Örülmesi hızlı ama biraz sıkıcıydı, o yüzden 2 haftada ancak bitirdim...
V yakayı biraz fazla abartmışım, bu şekilde giyilmesi rahat olmazdı. Söküp tekrar örmeye de üşendiğim için içine küçük üçgen bir parçayı örüp dikmeyi tercih ettim. Bu yılın modasına da uymuş galiba, hani dışarda gördüğümüz her 2 tişörtten birinin V yakasında da başka renkte bir kumaş parçası var ya, sanki içine bir şey giyilmiş gibi...
Basit bir model, ama kot pantolonla çok güzel durmuş... Bu da etiketleri ve iplikten geri kalanı...Bu akşam başlamayı düşündüğüm küçük hırka çok daha fazla "süslü" olacak, aran örgüsünü deneyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder