Nakış Dergileri

10 Eylül 2013 Salı

Kasımpatı zamanı...

   Ben baharların insanıyım ;")... Yaza ve kışa sadece onlardan sonra gelen baharlar için katlandığımı desem yalan olmaz. Gündüz hava hâlâ fazla ısınsa bile havadaki koku şimdiden değişmiş - sararmaya başlayan yapraklardan mı, geceleri bayağı serinleyen topraktan mı, bilemiyorum... "Sonbahar kokusu", sözcüklere dökmeye yetersiz kaldığım, ama beni inanılmaz mutlu eden ve yazın ilk sıcak günden beri beklediğim bir şeydir... Gölgede kaldığımda veya serin bir rüzgâr estiğinde hafif ürperti de acayıp hoşuma gidiyor!.. Ve benim için bu mevsimin ilk habercisi - kasımpatı. Çocukluğumdan, anneannemin bahçesinden tanırım bu papatyalara benzeyen rengârenk çiçekleri. Ve kışa, soğuğa sonuna kadar direndikleri için de çok severim onları.


   Kasımpatı (Latincesi "Chrysanthemum"), beyazdan koyu kırmızıya kadar renk çeşitliliğiyle (bir tek mavi kasımpatı yokmuş) ve irili ufaklı çiçeklerin şekilleriyle kendisine hayran bırakan bir bitkidir. 200'den fazla türü bulunuyor ve çoğu Asya kıtasında yetişir. En az 2500 yıldır bahçelerimizi süsleyen bu bitki Çin'de M.Ö. 550'li yıllarında yetiştirilmeye başlanmış. Çin'den Japonya'ya geçip ülkenin simgesi haline gelmiş. Avrupalılar ise kasımpatıyla 17. yüzyılda tanışmışlar.
   Bazı türleri yenebilir, bazıları tıpta kullanılırmış... Kapalı mekanlarda yetiştirilenler var, gece donlarına dayanıklı bahçe türleri de... Tek tük küçücük çiçekleri açan "vahşi" türleri var; bahçelerde büyük toplar görünümlü, 1-2 ay boyunca durmadan çiçeklenen çalı türleri de...
 
   Aslında kasımpatı - nazlı bir bitkidir.
   Hastalıklar ve haşarat onu çok sever.
  Ilık, güneşli (günde en az 5 saat güneş gören) yerleri ve hafif, organik maddeler açısından zengin, geçirgen, pH 5,5-7,0 arası toprakları sever.
   Suyun fazlası kasımpatı için ölüm demek, kuraklığa ise acayip dayanıklıdır.
   Sonbaharda toprak değişimlerine katlanamıyor, bütün yer/saksı değiştirmelerini ilkbaharda yapmak lazımmış. Ama Ankara'da kasımpatı hep sonbaharda satılır :(  Bu güzellerin gelecek yıl da yaşamasını isterseniz, aldığınız saksı ve toprakta bırakın. Havalar soğuduğunda ve çiçekler solduğunda ise bütün dalları kesip atın ve soğuk, ama ısısı sıfırın altına düşmeyen bir balkonda/odada bekletin. Arada bir az bir sulamayı unutmayın, hepten kurumasın. İlkbaharda açık havaya, güneşe çıkarın ve toprağı/saksıyı değiştirin (gerekirse). Yeni sürgünler çıktığında 10-15 günde bir besin vermeye başlayın.
   Haziranda çıkan ilk tomurcukları açmadan koparırsanız bitki ağustos-eylül aylarında daha çok güçlü ve bol çiçek açacaktır.
  3 senede bir kökleri bölmek ve bitkinin bahçedeki yerlerini/topraklarını değiştirmek gerekir.
   Kışın başında dışarıda kalan kasımpatılar köküne kadar budanıp üstleri çam kabuğu ve iğneleri veya samanla ve toprakla örtülmelidir.
   İlkbaharda kolayca çelikle çoğaltılır.
  

   
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...