Bu sene hava Ankaralıları şaşırttı, sanırım. Kışı doğru dürüst yaşayamadık – ne kar, ne de soğuklar vardı. Fakat tam da ilkbahar geldi, her yer yeşerecek, çiçekler açacak derken… Martın 8’inde kar yağdı. Hem de ne kar ama! Akşam millet yollarda kaldı, saatlerce eve dönebilmek için uğraştı… Yüzlerce kaza – başka ülkelerin televizyon haberlerine bile çıkmışız bu “ulusal felâket”le … Hâliyle benim ‘bahçe’ heyecanım da kursağımda kalmış. Terasımız ve balkonumuz karlar altında kalınca pek de güzel bir görüntü oluşmuş, hemen koşup resimlerini çekeyim, hatıra kalsın dedim. Bir dahaki sefere, Allah bilir ne zaman öyle yağar.
Evdeki kedilere de bayram oldu, bizim yavrular daha önce hiç kar görmemişti. Önce merak ettiler, ıslak olduğunu öğrenince de ilk gün evden çıkmadılar. İkinci gün de o karların içinde oynayışları vardı ki, görmeliydiniz. Seyrederken çok eğlendik, ama maalesef kameraya çekmeyi beceremedik - beyazdan hiçbir şey görünmedi ekranda.
Günde birkaç kez internetten hava durumunu kontrol ediyorum – tam bir hava raporu manyağına, pardon delisine döndüm. Neyse ki, yarından itibaren havalar ısınmaya başlayacakmış, çok şükür… O zaman da artık doya doya saksılarımla, topraklarımla oynarım...
Bu zoraki gecikmeyi daha rahat atlatmak için de faydalı bir şeyler yapayım dedim ve kütüphanemi karıştırıp bahçe/bitki/çiçek ile ilgili bir şeyler derlemeye karar verdim. Belki bu işte benden daha acemi olanlara faydası dokunur.
Meraklısına sunulur (az sonra) …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder