Tradescantia albiflora |
En sevdiğim salon bitkilerim listesinde ilk beşe giren telgraf çiçeği her daim evimin ve terasımın baş- kahramanlarından biri olmuştur. Uzun zaman boyunca evde yeşil yapraklısı yaşamıştı, daha sonra ona bordo çizgilisi katılmıştı (itiraf edi- yorum, 2-3 dalını bir üniversitenin kori- dorunda gördüğüm bitkiden koparıp çalmıştım). Bayılırdım onlara!... Sonra nasıl olduysa, ikisini de aynı yıl içinde öldürmeyi başarmışım. Ki, evde telgraf çiçeklerini yetiştirenler bilir – bunların bakımı inanılmaz kolaydır, sadece arada bir su verseniz, hayatta kalmak için elinden geleni yaparlar. Ama oldu işte… Bir-iki yıl boyunca da işlerimle problemlerimle öyle meşguldüm ki, hiç onları düşünmedim…
Geçen sene börtü böcek aşkım “hortladıkça” ilk aklıma gelen de telgraflarım oldu. Çok pişman oldum onları öldürdüğüme, çok dövündüm, ama nafile! Çiçekçiden kolayca alınabilecek bir bitki olsa eyvallah, fakat hiç onları satan bir yere rastlamadım şimdiye kadar… Ve o kadar çok istemiş olmalıyım ki, geçen senenin eylül ayında Tunalı Caddesine doğru yürürken bir barın duvarından sokağa sarkan dallarını gördüm, bir dalını koparmadan da geçemedim. Bu olaydan çok kısa bir süre sonra da bir arkadaşım sınır dışından bir-iki kısacık dal daha getirmiş benim için… Kışı telgraf yavrularım “soğuk oda” dediğim terasın bir köşesine yapılmış kapalı bölümde geçirdiler – bu kış ilk defa neredeyse bütün çiçeklerimi aşırı sıcak ve havası çok kuru olan salonda tutmak yerine oraya atmıştım. Üç tarafı duvar, bir tarafı komple cam olan o “odanın” hiç ısıtması yok, ama en soğuk gecelerde bile ısı 7-9 derecenin altına asla düşmez. Gündüz ise ilk güneşi orası görür, 18-20 dereceye kadar ısınırdı. Kaloriferi de olmadığı için nem oranı bitkilerim için daha uygun olmuş ki, hiç kuruyan bozulan olmadı bu sefer.
bulamadığım bir tür |
Gelelim telgraf çiçeğinin bakım ince- liklerine. İncelikleri de pek yoktur. Hafif geçirgen toprak (içinde biraz kum olsa harika olur), sabah/akşam güneşi ve hafif gölge*, toprağı kurutmadan sularsanız ve ilkbahardan sonbahara kadar 2 haftada bir suya içinde fazla nitrojen olmayan besin- den eklerseniz**, keyfine diyecek olmaz. Hah, bir de arada bir duş yaptırmanız gerekir ki o da çok zor bir şey değildir. Ben terasta ve balkonda yaşayan tüm bitkilerimi her sabah (çok sıcak havalarda bir de akşam) büyük bir sulakla suladığımda illâ ki duşunu da yaptırmış oluyorum***.
İşin en zor kısmı ise şu: telgrafın her daim güzel görünmesini istiyorsanız, 2-3 yılda bir yenilemeniz (kestiğiniz çelikler kolayca su ya da toprakta kök veriyorlar) ve kelaynağa benzemeye başladığında da budamanız gerekiyor (toprak seviyesinden 2-3 cm. yüksekliğinde tüm zayıf dalları acımadan kesin). Bu işin neresi zor diye sorarsanız, ben canlı dalları kesmeye kıyamıyorum da ondandır. Cesaretimi toplamam hep birkaç gün buluyor… gerçi sonradan hep memnun kalıyorum budadığıma.
benim telgraflarım bunlardan işte |
Telgraf çiçeğinin çiçekleri hazirandan eylüle kadar açar, fakat öyle iri gösterişli bir şey beklemeyin – küçük, narin, beyazdan koyu pembeye ve mora kadar değişen renkleri (türüne göre) olur. Ben çiçekler için değil, yeşillikler için severim telgraflarımı. Bir de sarılıcı ve yayılıcı bitkilere aşırı düşkünlüğüm var, o da bir sebep.
Tradescantia zebrina (bundan da henüz bulamadım) |
Tradescantia pallida (öldüremediklerimden) |
* bordo yapraklı telgraflar yaprakları kavrulmadan sürekli güneşte de kalabilir. Gölgede ise renkleri yeşile döner.
** nitrojen fazlalığından telgrafların yaprakları zayıflar ve turgorunu yitirir.
*** bordo yapraklı telgraf çiçeğinin sadece fısfısla nemlendirilmesi daha uygundur, çünkü iri su damlaları kuruduğunda yaprakların üstünde çirkin lekeler bırakabilir.
Merhaba,
YanıtlaSilyeni aldığım mor yapraklı telgraf çiçeği hakkında bilgi araken buldum sizi. Kaybettiğiniz çiçeklerinize üzüldüm ama bulamamanıza daha çok üzüldüm. Bu bitkiler çiçekçilerde filan olmuyor. Fidancılık ve seracılık yapan işletmelerde bulabilirsiniz.
Kolay gelsin.
Yavuz
YanıtlaSilBulamadım dediğiniz Tradescantia Zebrina yı yaklaşık 2 ay önce Bim'den aldım. Bakımı ile alalı bir şeyler ararken denk geldim sayfanıza. Eşinden ziyade ben hevesliyimdir bende kalanşo mu öldürdüğümde üzülmüştüm.
Zebrina arayışlarım geçen sene, yani, 2015 itibariyle sona ermiştir ;) Ankara'da bir çiçekçide bir cinsini bulabildim... Bu sene mayısta, yanlış hatırlamıyorsam, bir de BİM'den başka bir cinsini daha aldım sizin gibi... Umarım, bakımla ilgili aradığınız bilgiye ulaşmışsınızdır
Sil