Nakış Dergileri

20 Ağustos 2011 Cumartesi

   Ramazan geleneğim olacak bir işle meşgulüm son 2 haftadır - geçen seneki gibi bir "besmele" işliyorum. Bu seferki de bizim evde kalmayacak, bir başkasının evine gidecek. Ramazan Bayramına 1 hafta kaldı, elimi çabuk tutmam lâzım...

14 Ağustos 2011 Pazar

Kaplan zambaklarım çiçek açıyor!

   Çocukluğumun çiçekleridir kaplan zambakları - anneannemin bahçesinde tüm yaz boyunca bol bol açarlardı, bütün bahçeyi tatlı tatlı kokuturlardı. Bunca yıldır hep aklımdaydı, ama bir türlü bulamıyordum bunlardan. Artık vazgeçmiştim aramaktan ve hiç beklemediğim bir anda önüme çıktılar - Bauhaus'ta, hem de dikim mevsimi neredeyse bitmek üzereyken 2-3 paket Hollanda menşeili kök (soğan demeye dilim varmıyor) bulmuşum... Kötü saklanma koşullarından nasibini almıştı, ben de zar zor bir paketini seçebildim. Aslında yaşatabileceğimden de emin değildim, sadece deneyeyim dedim... 
   Uğraşlarım boşa gitmemiş, zambaklarım bir güzel filizlenmiş, hem de 3 soğan varken 4 dal çıkmış. Çiçek tomurcukları da varmış. İlk resmini 18 mayısta çekmişim
   Bir hafta sonra boyları neredeyse 2 katına çıkmış, tomurcukları da iyice ortada... Her hafta değişik besinler veriyorum ki soğanlar çok zayıf düşmesin, çünkü zambaklar en "obur", çiçek açmaya çalışırken köklerini ve toprağını en fazla sömüren bitkilerdendir.
   İki buçuk hafta sonra en alttaki tomurcukların rengi turuncuya döndü, nihayet çiçeklerin renkleri belli olmaya başlıyor. Artık her an her şey olabilir...

   Ve nihayet haziranın üçüncü haftası zambakların çiçekleriyle taçlanıyor.  Daha terasa çıkmadan da kokusunu alabiliyorsunuz. Çok güzeller, adını da nereden aldıkları hemen belli ediyorlar, değil mi? Fotoğraf çekmekte acayıp beceriksizim, ama gene de hatıra olsun diye bol bol resim çekip bloguma koymak istedim - kışın, her taraf karla kaplıyken ya da daha kötüsü karsız gri haldeyken, onlara bakıp yazı hatırlayayım...



7 Ağustos 2011 Pazar

   Sanırım her nakış işleyenin er geç bazı küçük, hoş "yardımcı"ları olur - iğnedanlık/iğnelik (pin cushion), makas kılıfı (scissors case) ve daha nice adını bilmediğim ıvır zıvır... Eh, ben de bir yıldan fazla nakışla uğraştığım halde hâlâ bunlara benzer bir şey yapmamıştım kendime. Gerçi pek hoşuma giden ve sürekli kullandığım 2 dergilik yapmıştım... Ama geri kalan bütün nakış-dikiş-örgü gereçlerim eski çıkolata kutularında ve küçük kolilerde duruyor. Bir şey lâzım olduğunda bulmak ne mümkün! :") Bütün bu eşyalara bir düzen uydurmak için son bir haftadır sürekli bir şeyler "icat" etmeye çalışıyorum. Küçük, hızlı ve kolay yapılabilecek bir şeylerden başlayayım dedim de aklıma iğnedenlik yapmak geldi - hem güzel, hem kullanışlı.  Ve sayesinde nihayet nakış iğnelerimi kaybetmekten vazgeçerim diye umuyorum...
   Uzun zamandır desenlerini çok beğendiğim bir tasarımcı da var  - Ellen Maurer-Stroh. EMS Stitcher's Tools adında hazırladığı bir projesi forumundan ücretsiz olarak indirilebiliyor.






   Çok sevdiğim renkleri kullandım - bakır ve bronz tonları. Fakat aksiliğe bakın ki, sevdiğim renkler beğenerek kullandığım nakış makasıyla renk olarak hiç uymadı ya da bana öyle geliyor, ama içime sinmediği için bu renkleri kullanmaktan vazgeçtim. Şimdi gri-siyahlı tonlarında ipliklerimi denemek istiyorum, sonucunu mutlaka paylaşırım...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...