Çocukluğumun çiçekleridir kaplan zambakları - anneannemin bahçesinde tüm yaz boyunca bol bol açarlardı, bütün bahçeyi tatlı tatlı kokuturlardı. Bunca yıldır hep aklımdaydı, ama bir türlü bulamıyordum bunlardan. Artık vazgeçmiştim aramaktan ve hiç beklemediğim bir anda önüme çıktılar - Bauhaus'ta, hem de dikim mevsimi neredeyse bitmek üzereyken 2-3 paket Hollanda menşeili kök (soğan demeye dilim varmıyor) bulmuşum... Kötü saklanma koşullarından nasibini almıştı, ben de zar zor bir paketini seçebildim. Aslında yaşatabileceğimden de emin değildim, sadece deneyeyim dedim...
Uğraşlarım boşa gitmemiş, zambaklarım bir güzel filizlenmiş, hem de 3 soğan varken 4 dal çıkmış. Çiçek tomurcukları da varmış. İlk resmini 18 mayısta çekmişim
Bir hafta sonra boyları neredeyse 2 katına çıkmış, tomurcukları da iyice ortada... Her hafta değişik besinler veriyorum ki soğanlar çok zayıf düşmesin, çünkü zambaklar en "obur", çiçek açmaya çalışırken köklerini ve toprağını en fazla sömüren bitkilerdendir.
İki buçuk hafta sonra en alttaki tomurcukların rengi turuncuya döndü, nihayet çiçeklerin renkleri belli olmaya başlıyor. Artık her an her şey olabilir...
Ve nihayet haziranın üçüncü haftası zambakların çiçekleriyle taçlanıyor. Daha terasa çıkmadan da kokusunu alabiliyorsunuz. Çok güzeller, adını da nereden aldıkları hemen belli ediyorlar, değil mi? Fotoğraf çekmekte acayıp beceriksizim, ama gene de hatıra olsun diye bol bol resim çekip bloguma koymak istedim - kışın, her taraf karla kaplıyken ya da daha kötüsü karsız gri haldeyken, onlara bakıp yazı hatırlayayım...