Nakış Dergileri

31 Ekim 2011 Pazartesi

Benim ilk sampler'im / My very first sampler

   İlk önce galiba "sampler"in ne olduğunu anlatmam lâzım. Ben de 2-3 ay öncesine kadar böyle bir şeyin varlığından bihaberdim, ama internet deryasını da boşuna sevmiyormuşum - bilgi ve fikir deryası bu internet, her gün yeni bir şeyler öğrenmek mümkün! İşte "sampler" de nakışta bir işleme ... şekli mi diyeyim? (bilemedim şimdi) Aslında bilinen tüm nakış tarzlarını birarada bulundurabilir, ama genelde çarpı işi ve türevleri, ve iğneardı (= backstitch) kullanılır. Kumaşın üzerine (ki kumaş genelde geniş, uzun bir şerit halinde olurmuş) değişik değişik desenler, bordürler, harfler ve rakamlar işlenir. Tek veya çok renkli olabilir. Orta Çağ'da (yani ilk çıktığı zamanlarda) bu tür "sampler"ler şemalar yerine kullanılırmış, baskılı kitaplar ya da dergiler yoktu ya, desenleri unutmamak içinmiş. Kumaşta bolca boş yer bırakılırmış ki kadınlar ömür boyu yeni öğrendikleri desenleri de ekleyebilsinlermiş. Bu şeritler de kızlara ve torunlara çok değerli bir miras olarak geçermiş bazı ailelerde. İngilizce "sampler" de zaten "örnek, örnekleyici, örnek kitabı" demek. Bir de işleyen kişiler marifetlerini göstermek için kullanırlarmış bu tarzı. Bu yüzden de üzerinde bir yerde çoğu zaman ustanın ismi ve tarihi de bulunurmuş. "Sampler"e harf ve rakam işleme modası çok sonradan çıkmış, kadınlar bunları işlerken bir de alfabeyi, okumayı öğreniyorlarmış... Görsel örnekleri burada bulabilirsiniz...
   İşte bu "sampler"ler ilk gördüğüm andan  itibaren bir daha aklımdan çıkmadı. O kadar aşık oldum ki onlara anlatamam! Ve gene internette gördüğüm bir "sampler duvarı" (bir usta işlediği bütün "sampler"leri bir duvara asmış, hepsi bu) beni iyice hasta etmeye yetti. Şimdi ben de "sampler" dolusu bir duvarım olsun istiyorum. Duvarım da hazır... 
   Ve ilk adımı attım bile, geçen cumadan beri hayatımın ilk (ama belli ki son değil!) örnekleyicisini işliyorum. Çarpı işi ve bolca iğneardı birarada kullanılmış. Birinden sıkıldıkça diğerine geçiyorum, çok zevkli oluyor.
   Bu genel görüntü. Fotoğraf çok kötü çıkmış, en az 10 kere çektim, hep aynı flu görüntü. Galiba makinem bu "sampler"i kıskanmış, tümünü düzgün fotoğraflamayı reddediyor :). Ama ana fikir olarak bu da yeterli sanırım. Ne olacağını tahmin edebiliyorsunuzdur... Ben ise pu projede sonradan farkettiğim 3 kediyi çok sevdim, bizim evde de üçüzler yaşıyor ya. Çok sembolik buldum. Gidip gelen annelerini de eklemeyi düşünüyorum bir tarafına ama.
   Bu da sağ alt köşedeki iğneardı, çok güzelmiş. Bana oya gibi geliyor görüntüsü. Bir de bunu işlemek bu kadar sıkıcı olmasaydı!.. ;")


26 Ekim 2011 Çarşamba

Kanaviçeye başlarken bilmemiz gerekenler 2. Keten nasıl işlenir

   Keten kumaşlar etamine pek benzemezler. Kendileri daha yumuşaktır, bu yüzden elde işlerken bütün işinizi kasabilir - kasnak kullanmak en iyisidir. İplik dokuları da kare kare değildir, bütün iplikler tek tektir - iğneyi batıracağınız delikler pek gözükmüyor, haliyle çarpılar yapmak da ilk başta biraz zor geliyor. Ama bu sadece ilk başta!..  Alışınca, gözleriniz o küçük 2x2 kareleri kendi kendine seçmeye başlıyor. Ve keten üzerinde işlenmiş projeler çok daha farklı, çok daha güzel duruyor.
   Önemli bir not: Eğer bütün kumaşın üstü çarpılarla kapatılacaksa, keten kullanmayın - hem bu kadar güzel dokulu kumaşa yazık olur, hem de etamin üzerinde bu projeyi daha kolay ve çabuk yaparsınız. Ketenler, açıkta kumaşın kaldığı, gözüktüğü projelerde çok daha güzel durur.

   Keten genellikle 2 iplik üzerinden işlenir. Yani iğneyi gözle belirlediğimiz "kare"nin sol alt köşeden nakışın yüzüne çıkarıyoruz, 2 iplik sağa ve 2 iplik yukarı (45 derecelik açıyla sağa doğru oluyor) sayıp "kare"nin sağ üst köşesinden batırıyoruz - yarım çarpı hazır.

    Tam çarpıyı oluşturmak için aynı işlemi tersten yapıyoruz, yani bu sefer "kare"nin sağ alt köşesinden kumaşın yüzüne doğru çıkarıyoruz, 2 iplik sola ve 2 iplik yukarı sayıp (ipliğimiz bu sefer 45 derecelik açıyla sola doğru yatmış oluyor) iğneyi batırıyoruz.
    İkinci resimde o 2 ipliği renkli göstermeye çalıştım = koyu yeşille kumaşın üzerindeki 2 dikey iplik (onların "etrafında"  bir sağ, bir sol yapıyoruz), açık yeşille ise 2 yatay iplik (onların "etrafında" bir sağ yukarı, bir daha sol yukarı yapıyoruz).
   Ketenler 2 iplik üzerinden işlendiği için kendi "count" sayısının yaklaşık yarısına eşit olan etamin numarasıyla eşleşir, yani boyut olarak 28 ct keten = 14 ct etamine eşit sayılır.
   

   Bazen keten de (projeye bağlı olarak) 1 iplik üzerinden işlenir. O zaman da çarpılar çok küçük oluyor ve 1 nakış ipliğiyle yapılıyor. Unutmamak gereken önemli bir ayrıntı - ketende "1 iplik üzerinden" işlediğiniz proje, "2 iplik üzerinden" işlediğiniz aynı projeden 4 kat daha küçük olacaktır.

9 Ekim 2011 Pazar

Kanaviçe dergisinin 24.sü çıkmış!

   
   Aslında derginin bu sayısı eylülün 20-22.sinde çıkmış galiba, ama ben son bir-iki haftadır çiçeklerimi kışa hazırlayıp eve taşımakla ve Mystery SAL denen olayla o kadar meşguldüm ki, dört gözle beklediğim bu dergiyi kaçırmışım. Beklediğim de önceden içeriğini bildiğimden ya da aşırı sevdiğimden değil, sadece burada, Türkiye'de tek kanaviçe dergisi olduğundandır. Eh, yeni sayıyı öğrenir öğrenmez gidip aldım, eve gelene kadar da meraktan çatladım... Ama bu seferki sayıda dikkatimi fazla çeken ya da işlemek istediğim pek bir şey bulamadım. Zevkime uyan (ki zevkim mükemmel olmayabilir, bunu asla unutmuyorum) sadece muhteşem bir hat yazısı, tek veya ebruli renkte işlenebilecek Osmanlı deseni yastık ve şömentable, ve inanılmaz güzel (ve sanırım işlenmesi bir o kadar da zor) kelebekli zambak dalı tablosu. Gerçi bu üçünü şimdi yapmaya kalksam 3 ayda anca bitiririm, o zamana kadar da yeni sayı çıkar. Derginin maksadı bu değil mi zaten, okurunu yeni sayı çıkana kadar meşgul tutmak? ;")))

5 Ekim 2011 Çarşamba

Sandra Knitting dergisi, sonbahar sayısı (UK edition)


Örgü örmeyi kendi elleriyle sevenler için Türkiye'de birkaç dergi çıkıyor. Bu dergiler arasında Sandra Knitting gördüğümü pek hatırlayamadım. Aşağıdaki modeller yeni, sonbahar sayısının İngiltere baskısından. Bu sonbahar bunlar modaymış... Bence renkler harika, modeller de hiç te fena değil. Ben en çok paltoyu beğendim - bana, 2 yıldır kendime palto örmek istediğimi ve yün bile aldığımı hatırlattı ;") 

This is the UK edition of Sandra Knitting Magazine, autumn 2011 review. The colours are great, the pullovers and cardis are nice and every model is very wearable. I especially loved the knitted coat because it reminded me of my two-year-old intention of knitting something like that...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...